Kedilerde fip ve corona ilişkisi



Uzun zamandır ilk blog yazım olarak böyle tatsız bir konuya girmek istemezdim fakat hakkında çok az bilgi olan sıkıntılı bir konu olduğu için ve sıkıntısını da birinci elden yaşadığım için yazmak istedim.
Evde hali hazırda 2 kedi besliyordum ve bir gün işten eve dönerken kapıda, paspasın üstünde bir yavru kedi bizi karşıladı. ( Bu arada 5. katta oturuyoruz. Yavru azmetmiş tırmanmış. ) Kıyamadık evimize 3. kedi olarak aldık. Eve ikinci veya üçüncü kediyi alan arkadaşlarımız bilir, yeni üye eve ilk geldiğinde aşıları yapılıp pirelerden arınıncaya ve kedi kokuları kedi ahalisi tarafından tanınıncaya kadar 15 gün kadar ayrı tutulur. Herneyse bu sürecin sonunda kediyi aşıya götürdük ve öncesinde yapılan hemogramda kuvvetli bir enfeksiyonla savaştığı ortaya çıktı. Tabi hemen dışkı örneğinden yapılan hızlı kitler kullanıldı ve kedimizin corona virüsüyle savaştığını öğrendik. Corona tuhaf bir virüs. Hayvanlar nezle grip gibi görünüyor ve bir süre ishal oluyorlar. Göz ve burun akıntısı oluyor, hafif de ateş. Aslında böyle baktığımızda çok önemsiz ve basit bir hastalık. Bizim nezle gribimiz gibi. Ancak bu hastalık yüzde bir gibi bir ihtimalle fip adı verilen ölümcül bir hastalığa dönüşebiliyor. Çok ufak bir ihtimalle. O da yaptığım araştırmalar ve konuştuğum veterinerlerden öğrendiğim kadarıyla şu şekilde gelişiyor. Hayvanlar bu virüsle karşılaştıklarında 3 olası sonuç doğabiliyor.

1 - Hayvanın bağışıklığı kuvvetliyse sıkıntısız bir şekilde hastalık yeniliyor. Yine de hayvan coronaya bağışık bir hale gelmiyor. İyileştikten sonra dışkısıyla hastalık saçan bir hayvanla karşılaşırsa, ya da bu virüsü taşıyan bir hayvanın dışkısını koklar ya da bir şekilde yalarsa hastalığa yeniden yakalanıyor. yeniden enfekte oluyor.

2- Hayvanın bağışıklığı orta seviyelerdeyse hastalık yine yeniliyor fakat hayvan corona virüsü taşıyıcısı olarak kalıyor. Dışkıdan virüsü yayma durumu 6 ay kadar devam edip sonra geçebiliyor ya da hayvan hayat boyu virüsü saçmaya devam edebiliyor.

3- Düşük bağışıklığı olan hayvanlarda, virüsle mücadele sırasında bu virüs mutasyona uğruyor ve fipe dönüşüyor.

3. durum olmadığı sürece çok fazla bir sıkıntı yok. Tek sıkıntı evde başka kediniz varsa coronalı kedinizin diğer kedinizi/kedilerinizi enfekte etme durumu oluşuyor. Yani riski alıp almamak size kalıyor. Diğer kedilerinize hiç bir şey de olmayabilir, yada yukarıda saydığım 3 olasılık onlar için de geçerli olur.

Fip in ise 2 tipi var. Bunlardan biri kuru form, bir tanesi ıslak form. İkisinin sonucu da ölüm. Ama bildiğim kadarıyla kuru formda yaşam süresi biraz daha uzun. Aşısı yok. Sonuç kaçınılmaz.

Corona çoğunlukla dışkı ile bulaşıyor. Salya ve hava yoluyla da nadiren bulaşabildiğini okudum ama küçük bir ihtimal. Daha çok yavru kedilerde görülüyor ve sokak kedilerinin yüzde doksanında olduğu düşünülüyor. Anneden yavrulara geçebiliyor.

Corona virüsü taşıyan bir kedi yüzde yüz ölecek  diye düşünmek ise yapılan en büyük hata. Bu konu insanların kafasını çok karıştırıyor. Hatta bazı veterinerler virüsle karşılaştıklarında hayvanı uyutmaya kadar götürebiliyor olayı. Sakın diyorum. Buna izin vermeyin. Yukarıda da yazdığım gibi coronanın fip e dönüşme ihtimali çok çok düşük. Coronayla karşılaşmış bir kedi bütün yaşamı boyunca hiç bir belirti vermeden mutlu mesut yaşayıp gidebilir.
Önemli olan eğer corona taşıyıcısı bir hayvan besliyorsak, onun bağışıklığını vitaminlerle ( milk thistle adı ) sürekli yüksek tutmak. Özellikle mevsim geçişlerinde gözümüz açık olmalı. Dışkılamasına dikkat etmek gerekiyor. İshal durumu varsa takip edilmeli. Tuvaletleri sık değiştirilmeli, ev temiz tutulmalı. Hayvancık stresten uzak tutulmalı. Ve çok önemli bir konu da kısırlaştırma operasyonu. Kısırlaştırma öncesi bağışık yükseltici iğnelerini yaptırılmalı ve gazlı anestezi tercih edilmeli ( normal anesteziye göre biraz tuzlu ama deyiyor. )

Bizim izlediğimiz yol şu oldu. Herkes evde kedilerin var, sen bu hayvanı sahiplendir dedi ama hasta bir kediyi sahiplendirmek zor oluyor. Evde tek bakılsa hiç bir sıkıntı olmayacak olsa bile insanlar istemiyor. Sokağa hiç bırakamam. Haliyle Ruby 2 ayını bir odada geçirdi. Bu sırada araştırmalar devam etti tabi. Bir yığın veteriner arandı, yabancı kaynaklar araştırıldı, oradaki veterinerlerle görüşüldü vs vs. 2 ay sonunda fip ihtimalinin düşük olması ve benim hayvana aşırı bağlanmam sebebiyle Ruby' i diğer kedilerimle bir araya getirdim. Bütün kedilerime sürekli vitamin verdim, sürekli testler yapıldı. Sonunda Ruby' nin kan değerleri normale döndü. Kısırlaştırılması yapıldı aşıları tamamlandı. Şu an iyi fakat gözüm hep üstünde :)

Ruby hanım da bu 




Bütün bu süreç boyunca Kuğulu Veteriner Kliniği bize çok yardımcı oldu ve bizi aydınlattı. Kendilerine çok teşekkür ediyorum.

takip etmek isteyen olusa facebook sayfaları

ingilizce bilenler için Fcov(corona) ve fip ile ilgili kapsamlı bir kaynak


Bu süreç içinde ilk göz ağrımı, en büyük kedim Korsan' ı kaybettik. Ama bütün bunlardan bağımsız olarak. Artık 17 yaşına gelmiş olmasının sonucu olarak böbrek ve karaciğer yetmezliği sebebiyle aramızdan ayrıldı. Komik bir kediydi. Onu da buradan anmış olayım. Hergün aklıma geliyor kuzum :(

Ehtiyar da bu. iyi huylu bir kedi idi :)



Neyse durum bundan ibaret işte. Eğer yeni bir bilgi edinirsem yazıyı güncelleyeceğim. Bol kedili köpekli günler.



Yorumlar

Popüler Yayınlar